27 Şubat 2011 Pazar

öğretmen kızı olmak..

2001-2002 yılları arasında çocukluktan 1 yıl sonrasıyla büyümüşlüğe attığımız adımda yine de küçük sınıflar arasındaydık..bu yıllar arasında annem öğretmen olabilmek için stajını bizim okulda yapıyordu..edebiyat dersindeydik sanırım..annem bizim sınıfın en arka sırasına oturmuş işlenen dersi ilgiyle gözlemliyor,notlar alıyordu..o derste de şiir okumaya puan veriliyordu..ben de kalkıp sınıfın ortasında altmış göz üzerimdeyken şiirimi okumuştum..iyi okuduğuma inanıyordum..iyiydim biliyorum..çünkü bütün duygu,vurguyu şiire aktarmıştım..ayrıcalık tanınmış gibi olacağından beni seçmemişlerdi o gün..çok kızmıştım hocama..hayallerimi istemeden de olsa engellediği için anneme de tabiki..
öğretmen kızı olmanın zorluğunu o zamanlar hissediyordum..
yelkovan akrebi kovaladıkça annem öğretmenim oldu..çok zordu annemle aynı okulda olmak..bütün hocaların gözü benim üzerimdeydi..yaptığım herşeyden annemin haberi oluyordu..ve artık bu benim canımı sıkmaya başlamıştı..normal bir öğrenci,bir çocuk gibi saklayamıyordum annemden notlarımı..ya da okulda rahat davranamıyordum..ne de olsa ben öğretmen kızıydım benim davranışlarıma dikkat etmem gerekirdi..diğer öğrencilere örnek olmak için..kimi zaman arkadaşlarım bana ayrıcalık yapıldığını, sınav sorularının bana verildiğini düşünürlerdi..kendimi savunamazdım..annem kendi sınav sorularını bile bana vermezken diğer sınav sorularını nereden bilebilirdim ki?arkadaşlarım da bunu nereden bilsinler ki?öğretmenler odasına annemin yanına gittiğimde "anne" diye seslendiğimde bile şakayla da karışık olsa uyarılmıştım..evde anne deyip bir iki saat sonra öğretmenim demek çok garip,çok saçma geliyordu..herkes biliyordu zaten annem olduğunu..bir süre takmamaya başladım söyleneleri ve anneme "anne" diye seslenmeye devam ettim..o kadar bunalmıştım ki bu durumlardan anneme sitem ediyordum artık.."bu okuldan git","öğretmenim olma","hocalarım artık seni tanımasın" cümleleri peş peşe ağzımdan dökülüveriyordu..o gün çok üzmüştüm annemi..biliyorum..onun için de çok zordu yaşanılanlar..
liseye geçtiğim zaman aynı şeylerle karşılaşmayacağımı umuyordum..ancak ablamın mezun olduğu lisede okumak hiç de tahmin ettiğim kadar kolay olmadı..çünkü ablamın velisi olduğu için annemi de tanıyordu hocalar..kimi hocalarım onlara göre yaptığım bana göre hiç haatam olmayan şeylerde ablamla beni karşılaştırdılar..herkesin yaptıklarını ben yaptığımda bunu suç olarak algılayan hocam, veli toplantılarında elindeki silahı kullanıp anneme şikayetlerde bulunuyordu..müdür yardımcılarımız ise soyadımla hitap ediyorlardı bana..onları sevdiğimden pek sorun etmiyordum bunu..
bir keresinde son dersimiz boştu ve eve erken gidebilmek için hocamıza baskı yapıyorduk..benim de ısrar ettiğimi farkeden hocam, "başınıza bir şey gelebilir.aileleriniz sizleri bize emanet ediyorlar.sen bi de öğretmen kızısın..anlamalısın bunları" gibi bir cümle kurmuştu sınıfta..çok utanmıştım..söyleyecek sözüm yoktu..düşündükçe hak vermiştim hocaya..ama öğretmen kızı olmamı vurgulamasından dolayı çok üzülmüştüm..lisede de davranışlarıma dikkat etmem gerekiyordu ve yine kendim olamıyordum..çok ama çok zordu benim için..geldi ve geçti zaman..bir oh çektim üniversiteye başladığımda..
bu kadar olumsuzluğunun yanında çok güzel yönleri de vardı öğretmen kızı olmanın..ortaokuldayken bir kaç geziye annemle beraber katılmıştık..ben yine kısıtlanacağımı düşünürken düşüncemden bambaşka şeylerle karşılaştım..annem rahat edebilmem ve arkadaşlarımla beraber olabilmem için özgür bırakmıştı..safranbolu gezisinde arkadaşlarımla hepberaber yemek salonunda eğlenip gece beraber kalmıştık..gerçi sayımız dörtden ona yükselmişti ama çok eğlenmiştik..hediyeler almıştık..otobüs yolculuğunda şarkılar söylemiştik..fıkralar anlatmıştık ve dahası..:))çanakkale gezisinde de yolculuk sırasında çok eğlenmiştik..orayı gezip bilgiler edinmiştik..ortaokul kep törenimde annem her ayrıntısına kadar ilgilenmişti..mezuniyet gecemizde de tabiki:)belki de hocalarımın beni tanımaları çok kötü bir şey değildir:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder