meleğim,
farklı çatı altında yaşamamıza sayılı günler kaldı artık..bir yaşımıza daha girdiğimizde insanlar büyür sanardım hep..yanılmışım meleğim..ben hala senin o hep hatırladığın küçücük kardeşinim..ve hala hayal dünyasından çıkmak istemeyenlerdenim..
ne olurdu kaseti en başa sarıp yorgandan kendimize çadır kurduğumuz zamanlara dönüp evcilik oyunu oynasaydık..aynı odada aynı havayı soluduğumuzda gecenin bir vakti beraber yatmak uğruna -üstelik annemden uyarı alacağımızı bile bile- küçücük ellerimizle yataklarımızı birleştirip öyle yumuyorduk ya gözlerimizi..işte o anlarımızı hiç birşeye değişemem ben..moralimiz bozulunca muhabbetimiz hiç bitmez konu konuyu açardı..bir de bakmışız ki son konu başlangıçtan alakasız..aldırmazdık..zaman zaman uyarıların sayesinde hayal dünyasından gerçek hayata dönüş yapardım..ama bilirdin başımı yastığa koyar koymaz yine kendi hayal dünyama gideceğimi..
hep karşında inatçı bir kardeşin vardı..sen bana zarar gelmesin diye beni insanlardan korurdun, ben de aksine kendi yanlışımı kendim görcem diye tutturup her defasında seni haklı çıkartırdım..belki de söz dinlemek daha az canımı acıtırdı..bilemedim..
beni en iyi tanıyan meleğim..nerde neye nasıl tepki vereceğimi,bir bakışımla ne demek istediğimi anlayan biriciğim..sen iyiki iyiki varsın benim bitaneciğim..iyiki benim ablamsın..seni çook ama çook seviyorum kimselerle paylaşamadığım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder