meleğim,
farklı çatı altında yaşamamıza sayılı günler kaldı artık..bir yaşımıza daha girdiğimizde insanlar büyür sanardım hep..yanılmışım meleğim..ben hala senin o hep hatırladığın küçücük kardeşinim..ve hala hayal dünyasından çıkmak istemeyenlerdenim..
ne olurdu kaseti en başa sarıp yorgandan kendimize çadır kurduğumuz zamanlara dönüp evcilik oyunu oynasaydık..aynı odada aynı havayı soluduğumuzda gecenin bir vakti beraber yatmak uğruna -üstelik annemden uyarı alacağımızı bile bile- küçücük ellerimizle yataklarımızı birleştirip öyle yumuyorduk ya gözlerimizi..işte o anlarımızı hiç birşeye değişemem ben..moralimiz bozulunca muhabbetimiz hiç bitmez konu konuyu açardı..bir de bakmışız ki son konu başlangıçtan alakasız..aldırmazdık..zaman zaman uyarıların sayesinde hayal dünyasından gerçek hayata dönüş yapardım..ama bilirdin başımı yastığa koyar koymaz yine kendi hayal dünyama gideceğimi..
hep karşında inatçı bir kardeşin vardı..sen bana zarar gelmesin diye beni insanlardan korurdun, ben de aksine kendi yanlışımı kendim görcem diye tutturup her defasında seni haklı çıkartırdım..belki de söz dinlemek daha az canımı acıtırdı..bilemedim..
beni en iyi tanıyan meleğim..nerde neye nasıl tepki vereceğimi,bir bakışımla ne demek istediğimi anlayan biriciğim..sen iyiki iyiki varsın benim bitaneciğim..iyiki benim ablamsın..seni çook ama çook seviyorum kimselerle paylaşamadığım..
23 Mayıs 2012 Çarşamba
7 Mayıs 2012 Pazartesi
"Şimdi ve bundan sonra [sana ve kendime] itiraf etmekte hala fazlasıyla zorlandığım bazı şeyleri suskunlukla geçiştireceğim."
Franz Kafka
trenin kalkış vakti..
Yaşım daha çok genç belki ama beden yaşım yaşıma ayak uyduramıyor bugünlerde..hayatımda sürekli bir karmaşa,sürekli bir koşuşturma var..sanki ben olduğum yerde durmuş çevremde olup biteni izliyorum..peki neden bu kadar yorgun hissediyorum kendimi?yoksa çevremdekiler duruyor da herşeye ben mi koşuşturuyorum?
bugün o kadar bunalmışım ki içimde, etrafa hissettirmemeye çalıştıkça daha da büyüyor..sonra davranışlarıma anlam veremeyen arkadaşım geliyor ve sorgulayan gözlerle bana bakıyor..dayanamıyor gözyaşlarım..bir anda süzülmeye başlıyor benden habersiz..gözyaşlarımın kolayca yanaklarıma düştüğü kadar güçsüz değilim..hani karşı tarafın haksızlık yaptığını, ve tam herşeyin güzel olmaya başladığını düşündüğümüz zaman herşeyi yerle bir eder ya ve hayalleriniz,yaşanmışlıklar,yaşanılcaklar boğazınız da takılıp kalır ve yutkunmanızı engeller siz zorladıkça canınızı acıtır ya..işte bütün duyguları bi anda yaşamak daha da acı vericiymiş..siz bir şeyleri cabalarsınız, kızgınken,kırgınken bile gözleriniz onu arar, sadece onun yanınızda olmasını istersiniz..ama olmayınca olmuyor..sonra isyan edersiniz..şimdi yanımda değilse bir daha hiç olmasın dersiniz..der der susarsınız..bir an onsuz yapamayacağınızı düşünürsünüz..daha sonra onsuz da yapabilceğinizi ama bunu istemediğinizi farkedip bütün suçun kendinizde olduğunu farkedip kızarsınız..
şunu hiç bi zaman düşünmez insan..evet konumunu kendi belirler belki ama onu hayatında bir yerlere yerleştiren karşısındaki insandır aslında..bunu düşünmediği için kırıcı olur..ve ancak karşısındakini kaybettiği zaman anlar,gözden geçirir yaptıklarını..
evet artık benim için gitme vakti gelmiştir..ben hiç bi yerde bu kadar uzun kalmamıştım..misafirlikler bu kadar uzun sürmemeli..umutlarımı,hayallerimi de bavuluma koyduğuma göre hazırım demektir..saat 00.56 trenimin kalkma vakti gelmiş bile..kendine iyi bak sevdiğim..ben senden gidiyorum..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)