Aslında ben küçüklüğümde öğrendim karşımdaki kişiyi çok sevdiğimde kaybetmeyi..Anaokulu zamanlarımda hocamı çok sevmiştim.Annem o gün beni hocama emanet edip gidiyordu.şikayetçi değildim.hocam da çok ilgileniyordu bizlerle.ilk zamanlar annemden ayrılmak çok zor olmuştu.ama sonra hemen ortama adapte olmup, oyunlara katılıyordum.o zamanlar babamın saçımızı kısa kestirme düşüncesinden dolayı dalga konusu olmuştum kimi zaman.ama aldırmamıştım.herneyse hocam her zaman bana destek olmuştu.ateşim çıktığımda yüzümü soğuk suyla yıkamamı istemişti bir gün.yıkamıştım yıkamasına ama öyle şıpır şıpır gezmeyi seven bir insan değilimdir hiçbir zaman.doğal olarak yıkayıp kuruluyordum yüzümü ve öyle gidiyordum hocama.bu bir kaç tekrarlandıktan sonra hocamın ateşimi düşürmeye çalıştığını idrak edebilmiştim.ve hocamı sabrından dolayı her zaman tebrik etmişimdir.konumun amacına geri dönecek olursak, işte ben hocama alışmaya başladığım zaman okuldan ayrılacağını öğrenmiştim.artık bu durum beni nasıl etkilediyse birgün hocamı rüyamda görmüştüm.okula geri dönüyordu.garip olan ise ertesi günü hocam okula geri geldi.tabii kalıcı olarak değil sadece eşyalarını toplamak için gelmişti..
Daha sonraki zamanlarda İstanbul'a geldik,ben büyüdüm,dersanelere gitmeye başladım ortaokul yıllarımda.Hiçbir zaman başarılı olamadığım ve sevemediğim tarih dersini sevdiren dersanede hocam vardı.yalnızca bir kere bana ders anlatabildi.anlatabildi diyorum çünkü o hocamı da sevmeye başlamıştım ve o da dersaneden ayrılacaktı.böyle olmaya başladıkça sevdiğim insanların gittiğini farkettim ve artık çok sevmemem gerektiğini kendime söyleyip duruyordum.küçüktüm o zamanlar.söylemekle olacağını düşünüyordum.nerden bilebilirdim ki aklımın kalbime söz geçiremeyeceğini.işte onu da zaman öğretti.baktım ben hala insanları çok sevdikçe teker teker gidiyorlar, ee kalbime de söz geçiremiyorum kalpsiz olmayı denedim.denedim denedim ama olacak iş değil..baktım ki ben de yaşayamıyorum..daha kesin bir çözüm bulmalıydım..ben de tiyatroculuğa soyundum..gördüm ki sahnede yaşananlar gerçek değil,hepsi bir rol ben de kendime bir rol edindim,bir de bana uyan bir kahraman..kimi zaman kitaplara başvurdum kimi zaman da içime..sordum, soruşturdum..aldığım cevap "sev ama belli etme" oldu.hak verdim buna.başlarda biraz denedim yapabiliyor gibi oldum ama sonunda hep teslim oldu.rolüme kendimi o kadar kaptırıyordum ki oyunun sonunda hep ölüyordum..yok bu da bana göre değil..mantığıma bir türlü yatmıyor.karşı tarafa karşı duygularımı yaşarken onun bilmiyor olması çok yanlıştı.neden ondan gizliyim ki dedim her seferinde.her seferinde de neden gizlemem gerektiğini yaşayarak öğrendim.ama yapamıyordum.ben de kapılarımı kapatmayı çözüm olarak seçtim kendime..artık son kez açılsın ki cereyan yapıp içerdekiler üşümesin..